Altın standardı sistemine bakıldığında, ülke para biriminin ulusal piyasada olan değerinin altına endekslendiği parasal sistem tanımı ile karşı karşıya kalıyoruz. Altın standardının aracı olmasıyla birlikte ülkeler para birimlerini belirli bir miktarda altın ile sabitliyorlar. Altın standardı sistemini aktif olarak kullanmaya devam eden ülkeler, aynı zamanda altın fiyatını sabitlediği için altın alım – satım işlemlerinide bu fiyat üzerinden gerçekleştirir. Bu durumda altın fiyatı ABD tarafından 400 dolar olarak belirlenmiş olsaydı; doların değerine bakıldığında altına göre 400’de biri olacaktı.

Altın Standardı Hangi Ülkeler Tarafından Kullanılıyor?


Altın standardı günümüzde herhangi bir ülke tarafından aktif olarak kullanılmıyor. Dünyada en büyük ekonomiye sahip olan İngiltere ve ABD bile bu uygulamayı kullanmayı 1931 ve 1933 yılları arasında kullanmayı bıraktı. Her ne kadar karar bu yıllarda alınmış olsa bile bu alışkanlığın tamamen terk edilmesi 1970’li yıllara kadar uzadı. Günümüzde altın standardı uygulamasının yerine kaydi para uygulaması tutuyor. Kaydi para nedir diye soracaksanız örnek vermek gerekirse; Türkiye’nin zorunlu kıldığı kaydi para Türk lirası iken ABD’nin zorunlu kıldığı kaydi para dolardır.

Altın Standardını Diğerlerinden Ayıran Özellikleri Nelerdir?


Altın standardının özelliklerine bakıldığında diğer uygulamalardan ayrılmasının en önemli sebebi para basma işleminin tamamen insanlara bırakılmış olmasıdır. Piyasada dolaşımda olan altın miktarının sınırlı olmasıyla beraber enflasyonla mücadele için bazı basit yollar izlenmektedir. Para politikalarının amaçları bu durumda sadece enflasyonla mücadele etmek değil bunun yanı sıra deflasyona da engel olmaktır. Bu sayede finansal istikrarın sağlanması hedeflenmiştir.

Altın Standardı ve Kaydi Para Sisteminin Farkları Nelerdir?


Yazımızın girişinde bahsettiğimiz gibi altın standardı ülke parasının belli bir altın standardına endekslenmiş olmasıdır. Kaydi para sisteminde paranın değerine herhangi bir değerli maden ile eşdeğer halde olmaz. Bu durumun tam tersine paranın değeri serbest piyasada dolaşımda olan diğer para birimlerinin değerine göre artış veya azalış gösterir.

Birinci Dünya Savaşı zamanlarında insanlar arasında gerçekleşen ticaret sistemi altın standardı ile gerçekleşiyordu. Sistemin aktif olarak kullanılması sebebiyle ülkelerin birbiri ile yaptığı alışverişler tamamen altın aracılığı ile yapılıyordu. İhracatın ithalattan fazla olduğu ülkeler ellerinde biriken altınları dışarıdan satın aldıkları yani ithal ettikleri malların bedellerini ödemek için ödeme aracı olarak kullanabiliyordu. Bu durumun tersi olarak eğer ülkelerde ithalat ihracata göre fazla ise ticaret açığı ortaya çıkıyor ve altın rezervlerinde düşüklük gözlemleniyordu.

Altın Standardının Geçmişi


Altın geçmişten günümüze her nesilde değerli bir maden olarak insanların ilgi odağı olmuş olsa da ticaret sisteminde kullanılması için süreklilik sağlayamadı. Gerçekçi olmak gerekirse altın standardının varlığı yaklaşık olarak 30 – 40 yıl sürdü. Geçmişte dünya üzerinde bolluğun fazla savaşın en az olduğu dönemlerde altın fiyatlarındaki artış gözle görülür derecede etkili oldu. Genel anlamda bakıldığında altın standardı bolluk ve barışın bir nevi göstergesi olsa da bolluğun ve barışın son bulduğu zamanlarda etkili olamadı.

1970’li yıllarda fiili olarak son bulmasına rağmen sözlü olarak 1930’lu yıllarda son bulan altın standardı uygulaması kağıt para kullanmayı zorunlu kıldı. Günümüz piyasalarına baktığımızda her ne kadar insanların altın talebi fiyatı belirliyor olsa da bu durum kesinlikle bir standart değildir.  Ülkelerin finansal bankalarında altın halen daha önemli bir maden olarak kullanılmaktadır. Ayrıca ülke ekonomisinin durumunu gözler önüne serme konusunda önemli bir maden olarak kullanılıyor.