Mevcut ekonomik kalkınma stratejileri ve çeşitlerinin sürdürülemez olduğunu ortaya koyan Brundtland ya da bir diğer adı ile Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu, 1987 yılında yayınlanmış ve yayınlandığı yıl eko kalkınma modelinin eleştiri yağmuruna tutulan yönlerini değerlendirmeye almıştır. Raporda, gelecek nesillerin ekonomik ve sosyokültürel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak oluşturulan örnek bir model olan Sürdürülebilir Kalkınma, aynı başlık altında, yeni bir model olarak bahsedilmektedir. Bu model, aynı raporun 1987/71 sayılı sayfasında, Ortak Geleceğimiz adlı bölümünde yer alır.
Sürdürülebilir Kalkınma Ne Demek?
Sürdürülebilir Kalkınma modelini benimseyen raporun ana fikri, mevcut ekonomi ve kalkınma stratejilerinin yetersizliği, gelişmekte olan ülkelerde yarattığı yoksulluk ve gelişmiş ülkelerin yaşadığı çevresel yıkım ile kirliliktir. Tüm bu bilgiler ışığında ortak geleceğin hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için büyük sorunlara sebep olacağı belirlenen içerikte, sanayi atıkları, kimyasal maddeler, diğer canlı yaşamlarının tehdit altında olduğu, asit yağmurlarının ve çevresel felaketlerin arttığı, ozon tabakasının delindiği ve buzulların erimeye başladığı birçok detaya yer verilir. Bu nedenledir ki, çözümün kirlilik yaratan tehdit unsurlarının ortadan kaldırılması, kontrol altına alınması, kitlesel yoksullukların ortadan kaldırılması ve yenilenebilir enerji kaynakları ile yeni ekonomik atılımlara bağlı olduğu paylaşılır.
Dünya Bu Yükü Kaldıramıyor
Batı tarzı sanayi, teknoloji ve gelişmişliğe bağlı olarak, dünyanın yükü her geçen gün artıyor. Yeryüzünde yaklaşık 7,8 milyar insan yaşıyor ve buna bağlı olarak dünyadaki kirlilik, atmosfer değişimleri, sanayi ve teknolojik atılımlar hem enerji kaynaklarının hızla tükenmesine hem de buna bağlı ekonomik dengelerin bozulmasına sebep oluyor. Bu durum, gelişmiş olan ülkelerde ağırlıklı olarak kendisini çevresel faktörler şeklinde gösteriyor. Özellikle kirlilik, bu konudaki en önemli sorun. Var olmak adına sanayi ve teknolojiyi sonuna kadar kullanan gelişmiş ülkelerin yarattığı bir diğer sorun ise kaynakları fütursuzca kullanmak. Bu yük, yakın zamanda enerji kaynaklarının yok olması ve kirliliğin artmasına bağlı olarak önemli iklim değişikliklerine yol açmaya başladı bile. 1987 sayılı raporun anlatmış olduğu her detay, 2020 itibari ile özellikle buzulların erimesi, ozon tabakasında yeni açılmalar oluşması ve kitlesel hastalıklar ile gün geçtikçe etkisini daha ağır hissettiriyor.
Sürdürülebilir Kalkınma Ne Anlatıyor?
Sürdürülebilir Kalkınma modeli, insanlığın gelecek adına birikim yapmak için değil, yalnızca ihtiyaçların karşılanmasını konu olan bir kalkınma modeli. Yani lükse kaçmak, daha çok mal sahibi olmak, daha çok tüketim yapmak ve çılgınca alışveriş yapacak insanlar için değil, gününü rahat yaşayan ve ihtiyacını karşılayan insanlar için oluşturulması gereken bir model. Bu durum, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yaşayan ve yoksulluğa alışkın olan insanlar için önemli bir fırsat doğuruyor. Zira gelişmekte olan ülkelerde yaşanan ekonomik krizler ve yokluk, bu ülkelerin küçük bir finansal krizde karşılaştığı ilk şey oluyor.
Geniş bir yelpazede incelenen ve anlatılmak istenen Sürdürülebilir Kalkınma stratejisi, iyileştirici ekonomik ve çevresel etkilerinin yanı sıra, siyasi ve toplumsal kalkınma olarak da desteklenmesi gereken bir model. Sağlık, refah seviyesi, yeterli gıda alımı, giyecek, sosyal güvence ve asgari bir yaşam için geçerli olan tüm ihtiyaçların sağlanması anlamına gelecek olan bu modelde, gelişmekte olan ve gelişmiş olan ülkeler için ayrı hedefler bulunur. Bir taraf çevresel faktörler ile ilgili sorunları çözmeye çalışmakla yükümlü ve kaynakları doğru kullanmak ile meşgul olması gerekirken, diğer taraf yeni enerji kaynaklarına uygun olacak şekilde ekolojik ve sürdürülebilir bir model ile yaşamını sürdürmeye ve gelişmeye odaklanmalıdır.
Bu bağlamda, Sürdürülebilir Kalkınma modeli için söylenebilecek sözler ve yapılabilecek genel tarif, sürdürülebilir bir gelişmeye, doğal sistemler ile ekonomi, genel kaynaklar ve ekosistemin varlığını korumaya, insani yaşam ve gelişme hedeflerine ulaşabilmek uğruna örgütlenmeye dayalı, yeterlilik ve sürdürülebilirlik ilkesine dayalı kalkınma modeli olduğudur. Yedek akçe nedir konulu makalemize göz atmanızı tavsiye ederiz.